9 Şubat 2014 Pazar

Ahmet Altan/İçimizde Bir Yer

Ahmet Altan benim en sevdiğim yazarlardan. Dili olsun,kitaplarda işlediği konular olsun,kitaplarının sürükleyici yanı olsun. Gerçekten takdir edilecek yazarlardan. Eğer okumadıysanız size tavsiye ederim. Elinize geçerse lütfen okuyun ben şu ana kadar 4 kitabını okudum ve hepsi hafızalarıma yerleşti. Kimisinde ağladım,kimisinde güldüm ama hepsini soluksuz okudum diyebilirim.

Şu ana kadar okuduğum Ahmet Altan kitapları:







Bugün sizlere bahsedeceğim kitap ise son okuduğum kitap olan İçimizde Bir Yer. Bunu geçenlerde almıştım fakat dün gece bir solukta okuyuverdim.

Kitap,aşktan ayrılıklardan ve biraz da aşkın cinsel yönünü biz okuyuculara sunmaya çalışmış. Eğer elinize Ahmet Altan kitabı geçtiyse şayet aşkla cinselliğin bir arada anlatıldığı bir kitapla karşı karşıyasınız demektir.




Yazarın en dikkat edilesi yönlerinden biri de yaradana Tanrı diye seslenmesi.Bu bazı kişilerce yanlış karşılanabilir fakat ben bu şekilde seslenmesini gayet sanatsal,gayet edebi ve gayet evrensel yani herkese açık bir ifade ediş biçimi olarak kabul ediyorum.
Bu kitapta da yazar,Tanrıyla sürekli bir temas halinde. Sorguluyor,düşünüyor onunla konuşuyor. Neden-niçin temalı ve içinde Tanrıyı barındıran bir kaosun içinde sürükleniyor sanki.

Tanrı'nın öfkeli bir vaktinde yarattığı bir cinstik biz,yaptıklarımızın intikamını kendimizden,kendimiz alıyorduk,rüyalarımızla ani hatırlayışlarımızla,pişmanlarımızla kendimizi bıçaklıyor yaralıyor,kanatıyorduk.

Yazdıkları yasaklanan,yargılanan,kendini ve insanları ölüm gerçeğini yüzlerine vurarak aşağılayan ve kendinden hiç kurtulamayan biraz serbest bir çeviriyle neredeyse bütün insanlık haykırabilirdi:
"Hançer benim,yara bende"

Kendimizi,gerçek kimliğimizi,bununla ilgili güçlü sezgilerimizi affedemiyor,unutamamanın öfkesiyle hançerleşerek kendi hapishanemizin duvarları olan ruhumuzu yıpratmaya uğraşıyorduk.

Bilmiyorum,Tanrı kime kızıp kimden intikam almak için bizi böyle yaratmıştı?



Yazar,gelecekle ilgili düşüncelerini de şu şekilde dile getirmiş:

Geleceği merak ettiğim anları düşünüyorum da şimdi,hep yalnızdım o anlarda.Gelecekle yalnızlık arasında bir bağ var gibi geliyor bana,insan yalnızken geleceği düşünüyor ve geleceği düşünmek insanı yalnızlaştırıyor.

Biraz sonra dağılacak bir kalabalığa bakmak gibi geleceğe bakmak.

Bu kitapta dikkatimi çeken şeylerden biriyse yazarın diğer yazarlardan onların kitaplarından ve hayat hikayelerinden bolca söz etmesi. Philip Roth,Miguel Unamuno'nun Sis Kitabı,Victor Hugo'nun Nişanlıya Mektuplar,Virginia Woolf'un Mrs.Dalloway Cunnigham'ın Saatler,Gorki,Tolstoy Anna Karenina,Herman Hesse'nin Cüce Hikayesi.Çehov'un Martı Piyesi.



James Joyce'un hikayesine neden kitabında yer verdiği hususunda ise şöyle diyor:

İnce yüzlü,tel çerçeveli gözlükler takan mütevazi bir entellektüelin bakışlarına sahip o zayıf,o naif James Joyce'un şehvetle dolu,kıskançlıkla kanayan bir ayyaş olduğunu anlayabilmeniz için birinin size onun hikayesini anlatması gerekiyordu.

Yazar hayatı da Tanrıyla ilişkilendirerek şöyle sunuyor önümüze:

Bir tanrı kadar zalim olabildiği gibi bir tanrı kadar da bağışlayıcı olabilir hayat,bir tanrı kadar hoyrat olabildiği gibi bir tanrı kadar da cömert olabilir.

Eğer bu kitap elinize geçerse Knidos Afrodit'inin Hikayesine de göz atın derim. Kitapla onunla ilgili birçok bilgi var.



Cinsellik dedim ya sevişmelerin de bahsini açmış yazar,neden,nedir diye sorgulamış ve bir çözüme ulaştırmış kendi çapında:

Nedir bunca değişik sevişmenin bizi bazen yeniden doğurup bazen öldürmesinin nedeni?
Neden bazı sevişmelerde ruhumuzla,bedenimizi denk getiremeyiz?
Herkesin buna değişik bir cevabı olabilir.Belki yanılıyorum ama ben bir sevişmede yeniden doğmakla ölmek arasındaki farkı sarılışın yarattığını düşünüyorum.

Yazar hem böyle diyor hem de sarılışların taklidi olmaz sloganını tüm okuyuculara aşılamaya çalışıyor.


Kitabın sonlarına doğru ise  Tanrıdan af dilediği görülmekte.:

Hazreti Musa gibi Tanrıyla konuşmak isterdim.
"Gençleri affet derdim ona.
Sonra usulca eklerdim.
"Beni de affet"
"Affedememi affet benim"

Dipnot 1 : Çehov'un Martı Piyesinden:

Eğer bir gün hayatıma ihtiyacın olursa,gel ve al onu!

0 yorum: